20 Nisan 2009 Pazartesi

Iyi ki öldün Zoetrope

Gecen gece yatarken Maya uygarligi dusuverdi aklima. Mayalar efsane bir kultur. Fakat soruyu tersinden sormak da mumkun: Efsanelerin mayasinda ne vardir? Onu da siz cevaplayin diyorum, lakin yardimimi da esirgemiyorum.

O halde ornegin sinema dunyasindan bir efsaneyi ve yildizinin parladigi ani konuk edelim kezdurene. Olgunluk doneminde Apocalypse Now filmini de ceken F. F. Coppola'dan baskasi degil oykusunden bir kesit sunacagimiz.

1939 Detroit dogumlu Coppola, cocuklarinin sanatci olmasina tum gucleriyle karsi cikan sanatci bir anne babaya sahiptir. Nitekim ciftin basarisizligi bununla sinirli kalmamis, kızlari da aktris olmustur. Rocky'in karisidir, Don Vito'nun kizidir o. Bilemem belki abisi kiyak yapti ama ben rol kesme tarzini begenmistim. Dunyanin en sogukkansiz insani havasini bana verdi.

Iste o Talia'dan ilginc bir sey ogreniyoruz: Francis liseye giderken ilk filmini cekmek icin babasindan para ister ve babayi alir. Kuskun cocugun eline uc bes kurus sikistirarak umudunu yitirmemesini saglayan zat-i ali oturduklari apartmanin kapicisindan baskasi degildir. Iste o kapici ilerde Baba filmini sinemada seyrederken hungur hungur aglasin mi aglamasin mi gururdan? Ben aglasin taraftariyim ama herkesin kendine gore fikri var.

Babasinin meslegi sebebiyle ha bire tasinan Coppola, gittigi okullarda da surekli yeni geleni oynar, ayrica ne lan bu kari ismi tasiyor diye alay ustune alay yer. Zaten hantal, gozluklu, yelken kulakli ve cenesinde Kirk Douglas cukurundan tasiyan (acaba sakal ondan mi), sarkik dudakli, hilkat garibesi bir cocuktur. Anilarinda bircok okula ilk girdiginde utanctan yuzunu kapattigini yazar. Derya gibi bir asagilik kompleksi. Bazen bu cocuklarin acimasiz olmasina cok ofkeleniyorum ama onlar da ne yapsin, insan tabiati bu. Iyi de cocuklar da asiri acimasiz oluyor, insaf ya Hu!

Francis'in cilesi de derya gibidir. 8-9 yaslarinda gecirdigi cocuk felci yuzunden bir sene yataga duser. Bulasici hastaligi oldugu icin zaten bir avuc olan arkadaslarinin hicbiri ziyaretine gelmez. Doktoru artik bir daha yuruyemeyecegini soyler. Babasini ilk kez o zaman aglarken gorur Francis.

Ama oldurmeyen Allah oldurmuyor iste. Coppola tekrar sagligina kavusur, bir ayagi oburunden kisa kalmistir, ancak topallasa da yuruyebilecektir. Film dunyasina girmemi belki de o gunlerdeki izolasyonuma borcluyum, der.

Gun olur devran doner, Coppola henuz hicbir blockbuster' a imza atmadigi halde Kaliforniya filmcilik prenslerinden biri olur cikar. UCLA'de herkes ona tapiyordur, yapimci sirketler de ikiyi bolunmustur, yarisi ona kıl oluyordur, yarisi da hayrandir ama henuz tum dunyanin bildigi bir isim degildir. Iste bu ahval ve seraitte Mario Puzo'nun kitabini yayimlanir.

Once "Baba"yi cekmek istemeyen Paramount, Puzo'nun kitabi satis patlamasi yapinca yonetmen arayisina girer ve bir dolu degaj yer, Coppola'dan da. Iflah olmaz bir Fellini hayrani olan Coppola baskilar karsisinda son kez kankasi George Lucas'a danisir, "Lan manyak, Warner'a olan 300 bin dolar borcunu baska nasil oden?" cevabini alinca mecburen peki der. Tamam, film Coppola'yi dunyanin en unlu yonetmenlerinden biri yapacaktir ama tum saf hayallerinin vücut buldugu, Lucas'la ortak kurdugu Zoetrope Filmcilik de bu vesileyle toprak olur tas olur. Tas olur derken sanat anlaminda tabii, yoksa ticari anlamda voliyi vurmus, halen de vurmaya devam ediyor. Neyse ne diyorduk, sanat ticarete bir kez daha yenilmis olur. Iste boyle olur.

Fakat ticaret de hakiki ticaret yani boru degil. Gosterime girdigi andan itibaren alti ay icinde Baba filmi gelmis gecmis en karli film unvanli Ruzgar Gibi Geciverdi'yi (orjinal ceviri Gecti diyor ama ben boylesini daha estetik buluyorum) tahtindan indirir. Sultan Suleyman'a kalmamis bu dunya Rett! Oyle iki opucukle sonsuza dek olmuyor iste. Keski olsa!

Peki para Coppola'yi bozar mi? Rumble Fish filmine bakiyorum, taa 83'te cekmis, bozmamis diyorum, ama George Lucas'a sorarsan bozmus. Hirs kupu manyagin tekiydi, diyor eski idolu ve ortagi icin. Ben ne mi dusunuyorum? Simdi bir zamanlar kanka oldugun biri hakkinda boyle atip tutan biri yarin benim icin neler demez? Lafim her ikisine. Fakat Lucas da Star Wars'a imza atan, butun hikayeyi garajinda, sagdan soldan esinlenerek diyelim, sanat dunyasinda arak kelimesi hos kacmiyor, tek basina yoktan var eden bir dahi ve deli karmasi, bir buyukusta degil midir? Ben hepinizi seviyorum desem?

Konuyla belki ilgisiz kacacak ama bu adamlar mesleginde zirveye cikarkene altmislarda yatmislerde butun Hollywood'da kokainin basi da Dennis Hopper. Belki de sandigin kadar alakasiz bir boyut degildir Rett. Bos konusmam!

El Patron

Hiç yorum yok: