1972 doğumlu Danimarkalı yönetmen ve senarist Anders Thomas Jensen de sevgili kezdurenlerin ıskalamamasında fayda olan bir değer. İlk filmi olan Seçim Gecesi ile 26 yaşında kısa film oskarı almış, akabinde arı gibi çalışarak yılda ortalama üç filme farklı konumlarda imza atmış. En bilinen filmleri, Çin’de Köpek Yenir, Parıldayan Işıklar ve Adem’in Elmaları. İşte bugünkü gayemiz bu sonuncusunu masaya yatırarak Anders’in parıldayan ışığını kezdurenlerle paylaşmak.
Filmin öyküsü birçok Jensen filminde olduğu gibi iki ana karakter üzerine kurulu. Rahip Ivan rolündeki Mads Mikkelsen, bilindiği üzere halen Danimarka sinemasının parlayan yıldızı. Dikkat buyurun, her ne kadar Casino Royale’da olağanüstü bir kötü adam rolü çaldıysa da inanın bu adamın hayatının rolü bu filmdeki Ivan.
Ivan hayatı Şeytan’la mücadele olarak gören fıttırık bir rahiptir. Kırsalda bir kilisede, hapishaneden çıkan türlü tipleri ağırlayarak rehabilite etme gibi bir görev edinmiştir. Film işte bu tiplerden biri olan yeni misafir Adam’ın bu kiliseye gelmesiyle başlar.
Filmin diğer başkahramanı Adam neonazidir. Kalbi kararmıştır, kötülükten zevk alır. Adam geldiğinde kilisede ayrıca Halit ve Gunnar kalmaktadır. Gunnar kleptoman, alkolik ve tecavüzcüdür. Halit de benzin istasyonu soyan bir Orta Doğu göçmenidir.
Ivan rehabilitasyon kapsamında Adam’dan kendine bir hedef koymasını ister. Adam, dalga geçer, hedefim elmalı turta yapmak, der. Deli Ivan bu hedefi beğenir. Adam’ın kurtuluşu bahçedeki ağacın elmalarıyla Şeytan’a rağmen bu turtayı yapmaktan geçer.
Adam psikopatın önde gidenidir. Odasına girince ilk iş duvardaki haçı indirip yerine Hitler’in resmini asar. Ivan ona okuması için İncil bırakır. Bu arada İncil her kazara yere düştüğünde Eyüp’ün İşleri sayfası açılır. Ve Adam bir gün dayanamayıp okur.
Rivayete gore Tanrı Eyüp peygamberden razıdır. Şeytan gelip, işler iyiyken tabii Eyüp saygıda kusur etmez, deyince Tanrı Eyüp’e bela üstüne bela gönderir. Malını, ailesini, herşeyini elinden alır, hastalık üstüne hastalık verir. Ama Eyüp şükretmeyi bırakmaz.
Filmde, Adam nerden düştüm lan buraya derken, tuhaflıklar başlar. Önce kargaların, sonra elma kurtlarının istilasına uğrayan ağaca günün birinde yıldırım dahi düşer.
Bu arada yakınlardaki bir hastanede Adam Ivan’ın gerçek hikayesini öğrenir. Annesi doğumda ölmüş, babası Ivan’a ve ablasına yıllarca tecavüz etmiştir. Tek oğlu spastik olan Ivan’ın karısı da intihar etmiştir. Ivan bunların hepsini reddeder, oğlu da spastik değildir, ağır grip geçirdiği için biraz durgundur. Adam Ivan’a gerçekleri anlatmaya çalışır, dinlemeyince ağzını burnunu kırar, tekmeler. Akabinde hastaneye götürdüğü Ivan’ın kafasında kocaman bir tümör olduğunu öğrenir. Birkaç hafta ömrü kalmıştır.
Hastaneden çıktıktan sonra Adam gerçekleri bir kez daha Ivan’ın suratına çarpıp onu öldürmek ister. Eyüp’ü örnek vererek, senin hayatını cehenneme çeviren Şeytan değil Tanrı, der. Tanrı senden nefret ediyor, Şeytan’ın umurunda değilsin, der.
Sonra bir gün Adam’ın eski arkadaşları çıkagelir. Neonaziler olay çıkaracakken Ivan araya girer, boğuşmada silah patlar, Ivan kafasından vurulur, hastaneye yatar.
Adam yumuşar, Ivan’a ölmeden elmalı turta yapıp göstermek ister ama kargalardan, kurtlardan ve yıldırımdan elma kalmamıştır. Mı acaba, diyen yönetmen, kleptoman Gunnar’ı çaldığı son elmayla Adam’a gönderir. Adam da son elmayla yaptığı turtayı hastaneye götürür. Bir de bakar ki, Ivan iyileşmiş, kafasına giren kurşun mucizevi şekilde beynindeki tümörü yok edip başka hiçbir şeye zarar vermeden çıkmıştır. Beraber elmalı turtayı yer, arabada how deep is your love, şarkısını mırıldanırlar.
Adem’in Elmaları filmi Jensen’in senarist olarak başyapıtı olabilir. Filmdeki küçük diyaloglar, ayrıntılar, kara mizah, bunların hepsi elbette bir zeka ürünüdür. Filmin ismi dahi Adem Elması olarak anılan, daha çok erkeklerde görülen, gırtlaktaki tiroid çıkıntısına atıfla ince bir mesaj taşır. Efsane der ki, yasak ağacın meyvesi boğazına takılmıştır ilk insanın. En çok bu yüzden kezdurenle paylaşmak istedim ben bu ışığı.
Kusur insanın alamet-i farikasıdır çünkü. Ivan fıttırık da sen mükemmel misin Ziya? Yaşamı, varlığı, manayı çözdüğünden emin, azmi tükenmeyen akranlarımıza selam olsun. Arada sırada bir mola vermeyi, gayretinize aman vermeyi aman ihmal etmeyin.
Asturias Şansölyesi S.