
Kuzey ruzgari istikametinde manabai'wok (devler) yasar, diye basliyor bir eskimo efsanesi. Yaslilarimizdan duyduk onlari. Dostumuzdur manabai'wok, ama artik onlari goremiyoruz. Usta avci ve balikcilardir. Mizraklariyla ve mesaleleriyle balik avina ciktiklarinda biliriz, uzerlerindeki gokkubbe de isil isil olur zira, diyor.
Aurora Borealis (kuzey isigi) Fince'de Revontulet (Tilki Alevleri) tabir edilir. Eski bir Fin efsanesinin kahramani kutsal bir tilki, kuyruguyla karlari havaya dogru serpistirdikce ortaya cikan isik dansina oykunulur.
Kezduren sofrasina daha once misafir ettigimiz Sami halki, bu fenomeni olmuslerin ruhuyla izah eder. Isik oyunlari ruhlarin sahne aldigi bir kutsal musameredir. Musamere canlilar tarafindan saygi ve ciddiyetle karsilanmalidir, cocuklar cevvalliklerine ara vermelidir. Vermezlerse gotlerine tokadi yerler, zira Goksel Isik dansina saygisizlik edenleri bekleyen, kor talih, hastalik ve dahi olum olabilir.
Bu fenomeni layikiyla karsilayanlarin ise pozitif bir enerjiden istifade edecegine inanir Sami halki. Ornegin cetin toplantilar icin muthis bir zamanlamadir, cunku canlilarin ruhu uzerinde yumusatici bir etkisi vardir. Barisma vesilesidir, gurur kiliciyla ayri dusmus gonullerin vuslatina basamak olur bu nur nehirleri. Hatta, samimiyetle, alip basimi gidecem bu diyarlardan bir gun, diyenlerin isik oyunu altinda islik calarak isiklari kendine cektikleri ve isiklara karisarak gayba intikal ettigi dahi rivayet edilir.
Kuzeyli baska folklorlerde de hakettigi yeri almistir, aurora borealis. Norves ve Iskoc kulturlerinde danseden cariyeler olarak anilirlar. Bir Gronland efsanesi bu fenomeni dogumda olen cocuklarin ruhuna atfeder. Kimi Eskimo kabilelerine gore danseden insan ruhlaridir, kimilerine gore ise hayvan. Kimi halklar dusmanlarin intikam atesiyle yanan ruhlari diye yorumlayarak cekinmislerdir bu buyulu manzaradan, kimileri ise, savasta olen yigitler icinde en babayigitlerini Odin'in yanina almak uzere secme gorevini ifa eden Valkür perilerinin mesaleleri diye.
Big Fish filminde, babasinin her olayi bir oykuyle susleyerek oldugundan farkli anlatmasindan bikmis usanmis, gercek hasretiyle yanip tutusan genci bir gun aile doktorlari kenara ceker, sen nasil dogdun biliyor musun, diye sorar. Babam yakalanmasi mumkun olmayan bir balik yakalamis o gun, yuz bin kere anlatti, cevabini alinca, o oykuyu kastetmiyorum, gercekten nasil dogdugunu biliyor musun, diye sorar doktor. Karsisindaki heyecanlanir, fakat nafile, cunku doktor ona babasinin dogumda is seyahatinde oldugunu ve son derece siradan bir dogum yasandigini anlatir. Gercek bu, al simdi bunu bir tarafina, mesajini verir bu vesileyle yasli doktor.
Evet, saatte 2 milyon km hizla gunesten uzaya yayilan isinim parcaciklari dunyaya yaklastiklarinda dunyanin manyetik alani tarafindan cezbedilir ve manyetosferde bir suru baska parcacikla kafa tokusturmak suretiyle yogun elektrik yuklendikten sonra isbu enerjiyi geri verme surecinde yesil ve kirmizi sua olarak beseri goze carparlar ve buna da kutup isiklari denir, seklinde bir izahati da var bu fenomenin Ziya.
Var amma, fersiz ziyayi neyleyim yaren? Gel o halde, oyle bir isim verelim ki, bir Ziya, bir Serkan, otesinin gonlu bize luks, desinler ardimizdan...
Bir Ziya Bir Serkan