23 Kasım 2009 Pazartesi

Ottsy i Deti

Dunya siyaset tarihinin en heyecan verici seruveni neden fikirsel olarak serpildigi Almanya'da veyahut kontrolsuz endustrilesmenin doruga ciktigi Ingiltere varoslarinda degil de Rusya'da devrimi gerceklestirdi?

Aramizda bu sorunun cevabini hakkiyla verebilecek birikimli sahsiyetler var. Aslinda buyuk bir bilmece de degil. Rus edebiyati ile ilgilenenler ornegin devrimin geliyorum dedigini bilirler. Gogol'un Olu Canlar adli romanini ele alin. Mali sistemi suistimal etmek icin, koca ulkeyi gezerek toprak agalarindan sahip olduklari serfin olusunu kagit uzerinde satin alan bas kahramaniyla Olu Canlar Rusya'da o donemdeki insan degerinin, daha dogrusu degersizliginin carpici fotograflarindan birini sergiler.

Fakat devrim salt maddi kosullarla aciklanabilir mi? Cok fakir olan halk isyan etti, sadece bu mu? Bence degil. Baska cok sayida faktorun yaninda bir de Rus insaninin ve ona etki eden iklimin rolu olmali. Bu tabiata bir de calkantili felsefi akimlari ve Lenin gibi bir ismi ekleyince ortaya bircok insan icin huzunlu neticelenen ama kendi capinda paylasim savasina ulvi bir nitelik katan, ustelik bunu idealizme meydan okuyarak yapan dev bir toplumsal deney cikiyor. Yani uzaylilar bizi gozetliyorsa bir SSCB deneyini, bir de Papalik makamini saskinlikla karsilamis olmalilar derim.

Tabii bu deneyin arka planinda yer alan daha kucuk capli inkilaplar var. Oykulerinde altini cizdigi insani boyutla 19. yüzyilin ortalarinda Carlik Rusya'sinda koleligin kaldirilmasina yol acan Ivan Sergeyevic Turgenyev de iste bu zemini hazirlayan onemli sahsiyetlerden biridir.

Turgenyev'in en unlu eseri Babalar ve Ogullar (tam cevirisi "Cocuklar") tatli romanlar kategorisindedir. Bunlar, bir sayfasinda kahkaha attiginiz, oburunde gozunuzden yaslar suzulen, genellikle eski, kaldiginiz sayfayi unutmamaniz icin cildine bir de kirmizi ip monte edilmis kitaplardandir.

Ottsy, gelenegi, Deti ise degisimi simgeler. Turgenyev babalar ile ogullar arasinda bir tercih yapmaz. Ottsy sever, esirger, uykusuz kalir, kendisini yerli yersiz gerer, gizli gizli aglar. Deti ise evlattir, devrim ister, bos geleneklerden, ilgiden gicik alir, sanat neymis, ilkeler dahi fuzuli! Baba yuregi ile evlat isyani arasindaki evrensel zitlasmayi romanlastirmak icin nihilizm akiminin yayildigi donemden daha iyi zamanlama olabilir mi? Bir iddiaya gore nihilizm tabirini edebiyata, romana sokan Turgenyev'dir.

Iste romanin bas kahramani Bazarov da nispeten yeni nesildendir. Pozitif bilimlere ilgi duyar, gezginlik ve doktorlukla ugrasir. En buyuk zevkiyse tabu devirmektir. Bu yuzden, ciftligine konuk oldugu "muridi" ve arkadasi Arkadiy'in amcasi Pavel Petrovic ile kacinilmaz bir catisma yasayacaktir:

- Eskiden (Almanlar'in) Schiller'leri Goethe'leri falan vardi... Simdi ise aralarinda hep kimyagerlerle maddeciler turedi.
- Dogru durust bir kimyager herhangi bir sairden yirmi kat daha faydalidir.
- Demek siz sanati kabul etmiyorsunuz, oyle mi?
- Para kazanmaktan baska sanat var midir sanki? Bundan baskasi basur gibi bir seydir!

Pavel Petrovic serefi bas taci eden, bir ask ugruna herseyini feda eden, sovalye ruhunun vucuda gelmis halidir. Bazarov ise Arkadiy'e su yorumda bulunur: "Butun bunlar kendini birakmislik, sacmalik! Hem, bir erkekle bir kadin arasinda o ne esrarli iliskiler oyle! Biz fizyologlar bu iliskilerin ne oldugunu cok iyi biliyoruz. Hele gozun anatomisini bir incele bakayim, orada esrarli bir bakis bulacak misin? Butun bunlar romantiklik, sacmalik, kuf kokan laflar, sanatcilik! Iyisi mi, gel gidip bocege bakalim."

Ama kader ya da Turgenyev aglarini oyle bir orer ki gun gelir Bazarov da asik olur. Askini aciklayana dek agzinin icine bakan bu kadin ilan-i ask uzerine Bazarov'a duydugu hayranliktan siyrilir ve bu aski reddeder. Iste kacan kovalanir, bildigimiz hikaye. Bazarov attan dusmuse doner. En cok da kendisine kizar tabii, kendisini aptal duygusalliklara kaptirdigi icin.

Bu aptal duygusalliklardan biri de Bazarov'un anne babasinin duydugu evlat sevgisidir. Arkadiy arkadasinin babasiyla bas basa bir sohbet ortaminda Bazarov'u yege gore sigdiramayinca zavalli babanin gururdan dizlerinin bagi cozulur nerdeyse. Bazarov bir sure sonra tifoya yakalanip oldugunde kisik sesle "Soylemistim, Tanri'ya isyan edecegim diye" diye bagiran Ottsy karisiyla birlikte o gunden sonra yasayan bir oludur artik.

Romanin en keyifli yeri ve goren goz icin kalbi bence, Pavel (kisa adiyla Pasa) Petrovic'in Bazarov'u duelloya davet ettigi 24. bolumdur. Bu sahnede yasanan tarz catismasi caglarin eskitemeyecegi fevkaladenin fevkinde bir vodvildir. Yazacak bir seyi olanla yazmayi bilenin ayrildigi bir yer var diyor gonul. Orhan deyince Kemal geliyorsa akliniza, meramimi anladiniz.

Bir yoruma gore Dostoyevski'nin en sevdigi roman kahramani Bazarov'dur. Sevilmez mi hic, Bazarov dedigin Deti'dir, evlattir. Dus yakamdan, der, gider uyurken koklarsin.

Asturias Garabeti Sergio